Bu ay e-vren günlüğündeyim :)...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Bir süredir yazılarımın okunmasından, beğenilmesinden ne kadar mutlu olduğumu söyleyip duruyordum. Bu duygumu pekiştiren başka bir etken de yazılarını sürekli takip ettiğim ve en iyilerinden biri olduğunu düşündüğüm blogger arkadaşım Evren'in sitesinde bana da yer vermesi oldu. Bu ay, yani Aralık ayı misafir kalemi olarak sevgili Evren beni kendi mekanında ağırladı. Kendimi bana özel hissettiren arkadaşıma sonsuz teşekkürler...

"Nice Senelere Kayıp Şehrin Miniği...

Yeşildi kornası bisikletimin; lila rengi boyaları dökülmüş, alttan pası çıkmıştı. Sitedeki en eski ama en güzel bisikletlerden biriydi benimkisi. Düşmemek için kaybettiğim yarışlarda suç hep ona atılmıştı. Çocukluk yapbozumun en güzel parçasıydı. Sonra kötü eller kıskandı ve onu benden aldı. O günden beri pişmanım diyebilirim. Her zaman dört kat yukarı çıkarırken onu, birgün üşendim ve minik dostumun ısrarlarına rağmen apartmanda bıraktım. Hırsıza davetiye bu oluyormuş anlamış oldum. O gün onu son görüşümdü; bir daha başka bisiklet de almadım zaten.

Sitenin çocukları yarışlara bensiz devam ederken biz iki kardeş oyalanacak başka şeyler bulduk. Kapısını aşındırdığımız tesisatçı amca bütün artık boruları bize ayırır oldu. Şu ince su boruları var ya, işte onlar bizim yeni oyuncağımız oldu. Babamın da desteğiyle cephanelik ve sığınağa çevirdiğimiz evin garajı artık yeni mekanımızdı. Ben, kağıttan ok yapma görevini üstlenir; ağabeyim de boruları zararsız ama işlevli oyuncak silahlar haline getirirdi. Saatlerimizi, günlerimizi, hatta bütün yazımızı orada geçirir; yaz sonunda huzura kavuşmuş bir halde okulun yolunu tutardık.

Adapazarı zaten çok büyük bir yer olmadığından ve ev-okul arası mesafe de mümkün olduğunca kısa tutulduğundan okuldaki sınıf arkadaşlarımın çoğu aynı zamanda mahalle arkadaşlarımdı. Sene boyunca, yazın yaptığımız yarı yaramaz fakat son derece eğlenceli aktiviteleri birbirimize anlatırdık. Yaz döneminde yaşanan küslükler kokulu defter değiş tokuşuyla yerini sıcacık bir dostluğa bırakırdı. Gün sonunda minik dostumla barışmanın verdiği coşkuyla eve dönerken içimi inanılmaz bir huzur ve mutluluk kaplardı. Ne de olsa o kişi sizin en iyi oyun arkadaşınızdır; kırılamaz, üzülemez çünkü o üzülünce siz kahrolursunuz.

Hayatımın (en) güzelliklerini paylaştığım bu dönemin sonunu getiren bir gecede hayatımın en unutulmaz anılarına sahip olduğumu biliyorum." Yazımın devamını burada bulabilirsiniz...

Tekrar teşekkürler www.evrengunlugu.net

2 yorum:

Selin dedi ki...

tebrikler tebrikler :)))

Dilara TAN dedi ki...

sağol cnm :)