Bayramlaşma :)

30 Eylül 2008 Salı

Aman efendim aman kimler gelmiş blogumuza bayram ziyaretine :)

Hoşgeldiniz efendim, buyrun buyrun.. Misafirperver insanlarız biz, en güzel şekilde ağırlarız konuklarımızı blogumuzda..

Nasılsınız? Bayramınız mübarek olsun. Çok şükür iyiyiz işte biz de, idare ediyoruz.

Buyrun efendim, buyrun, şeker almaz mıydınız?

Neler yaptınız görüşmeyeli?
Aman ne iyi, ne iyi.

Tatlı ikram edelim hemen size. Kendi ellerimizle yaptık, bakalım beğenecek misiniz..

Çok mu güzel olmuş, aman efendim teşekkür ederiz, afiyet olsun :)

Çocuklar bir gelin bakalım, bayram harçlıklarınızı verelim..
Dedik ya efendim, biz misafirperver bir blog ahalisiyiz. Arayı bu kadar açmayın ama, bayramdan bayrama görüşmek olmaz, daha sık gelin olur mu???

birinci gün deneyimleri ( tatlı mı tatlı)

Bayramda karşılaşılan, bayramlaşılan şeker insanların yanısıra hepimiz biliriz ki bu gün hoş bir tatlı akımından nasibini alır bir çok insan. Nefsine dur diyebilenler, şerbetli tatlı yemem diyenler, çikolata değil şekeri severim diyenler de var elbet ama azınlıkta kaldıkları inancı ağır basıyor bu yoğun geçen ilk günün ardından.

Özetle bayramın bir de tatlı yönü var...

Ramazan süresince dinlenen bünyelerin şenlik tadında yaptıkları güzel kahvaltılar , bunların akabinde kimilerinin yoğunluktan nefes alamadığı , kimilerininse ''birileri gelse de artık biz de gitsek'' dediği saat dilimleriyle baklava dilimlerinin tüketilme hızı yarışa girer. Misafir için hazırlanan baklavanın talibi çok olur, çünkü anne baklavası tüm rakipleri egale ederek listede ilk sırada yer alır bir çoğumuz için. Kıymetlidir ve her anneninki farklıdır. Komşu teyzeler gün gelir yaptıkları tatlılarla anılırlar. Cevizini bol koyan Emine teyze, terayağını eksik etmeyerek rakipleri bir hayli zorlayan Nejla teyze anımsanır... Ziyaretleri hala mümkünse, çoktan o evin kapısı çalınmıştır zaten. Baklava dilimi bahanedir o evin kendine has bir kokusu vardır.

Gün gelir şartlar değişir. Koskoca eviniz varken bir de bakarsınız evin alanı küçülmüştür anne baklavası sizin için akrabaların yaptıklarında aranan bir lezzet olmuştur ama 7 kat hamurdan yapılan, ince açılmış bol cevizli baklavanın değil tadını görüntüsünü bile bulamazsınız...Tabi bu olayın tatlısal yaklaşımıdır sadece. Dilimlere saklı geçmiş günler kafanızda bir bir bütünü oluşturur siz farkında olmadan. Tepsideki dilimler kocaman bir yuvarlak oluşturuverir. ''İşte dünya!'' der gülümsersiniz acı-tatlı.

Mutluluk dilimleriniz olsun bu bayram, en bol fındıklısından, en bol cevizlisinden ya da ''bu bayram baklava açamadım o yüzden hazır aldık ama bu da güzelmiş değil mi? '' tadındakilerden.


Bayram sabahları...

Güzel bir Ramazan bayramı geldi yine :)

Yaşınız kaç olursa olsun herkes arar di mi çocukluğundaki bayramları? Bizi biz yapan değerlerimizi ne kadar hızla kaybettiğimizi düşünürseniz pek bir tuhaflık yok aslında bu durumda.

Hepimiz çocukluğumuzun bayramlarını özlüyoruz, fazla uzağa gitmeye gerek yok bir sene öncenin bayramlarını bile özlüyoruz.. Ya da ben özlüyorum diyelim.

Her bayram oturur düşünürüm 7-8 yaşında olduğum zamanların bayramlarını, o zaman da şimdiki gibi Ramazan bayramlarını daha çok severdim Kurban Bayramlarından. Ramazan ayında oruçlu oruçlu alışverişe çıkmak zorunda kalmayalım diye Ramazandan önce alırdık bayramlıklarımızı. Bazen annem kardeşimle ikimize güzel elbiseler dikerdi, bütün arkadaşlarımız kıskanırdı rengarenk elbiselerimizi. "Keşke benim annem de dikebilse böyle" cümlesini duyardık sık sık.

Arife gecesi banyoya girme kavgası yapılırdı muhakkak, "önce sen gir" "bana ne yaa sen gir".
En son annem "en son o önce girdi, sıra sende" der bitirirdi kavgaları.

Geceden yatağın yanına konurdu bayramlıklar ve ayakkabılar, gece değişik saatlerde kalkıp ayakkabılarına bakıp gülümseyip tekrar yattığınız olmaz mıydı o yıllarda sizin de :)

Sabah büyükbabam ve babam bayram namazına gider gitmez annem uyandırırdı bizi, onlar gelmeden kahvaltı hazırlanırdı... ve işte sabırsızlıkla beklediğimiz an! Bayramlıklar giyilir annem saçlarımızı toplardı... 5 dakikada bir kontrol ederdim aynada giysilerim düzgün mü diye.

Bayram sabahlarının güzelliğini muhakkak yaşamalı bir insan. Özellikle çocukluk yıllarında o sabahların verdiği mutluluk pek çok histen daha güzel! 

Sonra misafirler gelmeye başlar, eller öpülür, şeker-tatlı ikramı, 20-30 dakika sohbetin ardından gitme zamanı. Tekrar el öpülür, o sırada miniklerin eline bayram harçlığı sıkıştırır büyükler. Bazen bir çantada, bazense bir kumbarada birikir bayram harçlıkları. Bayramdan sonra okula gidilir gidilmez konuşulan ilk konudur bayram hasılatı :)

Gülümseyerek hatırladığım yılların düşündükçe içimi ısıtan en önemli zamanlarıdır bayram sabahları.
Belli bir yaşı geçince ne yeni kıyafetler heyecanlandırıyor insanı, ne yeni ayakkabılar. Zaten büyükler harçlık vermeyi de bırakıyor bir yerden sonra :) Birbirinin aynısı anlamsız bayram mesajları dönmeye başlıyor telefonlar arasında, ruhsuz tebriklere aynı ruhsuzlukla karşılıklar veriliyor.. Oysa ki "iyi bayramlar selin" diye mesaj atsa karşımdaki, ben de benim için uğraşıp 3 kelime yazdığını hissetsem, daha içten bir teşekkür yollasam kendisine, daha iyi hissetmez miyiz kendimizi o da ben de?

Özlüyoruz o günleri evet, artık bütün sevdiklerimizle bir arada değiliz, eski heyecanımızı yitirdik vs. Ama yine de bayramlar özel zamanlar, tadını çıkarmak gerek...

Yıllardır bütün bayramlarda aynı temennide bulunurum ben: "Sevdiklerinizle bir arada, yanyana olduğunuz güzel bir bayram geçirmek"

Şu an bu yazıyı okuyan kişinin kimi sevdiğini, kimi yanında görmek istediğini bilemem, hatta kendisinin kim olduğunu bile bilmiyor olabilirim. Ama bayramlara önem veren biriyse, her fırsatta benim gibi çocukluğundaki bayramları özlediğini söyleyen biriyse, dilerim o bayramlar tadında bir bayram geçirir ve dilerim sevdiği insanlar hem bu bayram gününde hem de diğer zamanlarda yanında olurlar... (bu dua sadece size değil tabi, kendim için de diliyorum aynı şeyi..)

İyi bayramlar...

Yurdum insanı uçmak istiyor :)

29 Eylül 2008 Pazartesi

Geçenlerde bana gelen bir maili alıntılar yaparak sizinle paylaşacağım.
İlk okuduğumda çok güldüm gerçekten. Yurdumda böyle insanlar da mı var dedirten cinsten (saf,masum.. yanlış anlaşılmasın:P)

THY'ye gelen bir kaç telefon görüşmesinden alıntılar veriyorum;


Iyi günler THY danisma..
-Iyi günler bugün nereden bilet alabiliriz ?
-Sadece Taksim ve havalimani açık bugün.
-Anladım. Taksim'deki havalimanının telefonunu alabilir miyim ?

Ah be kardeşim sen uçağı da duraktan kaldırıyorsundur kesin!

*****

"-Semiha Yanki Havalimanı'nın telefonunu alabilir miyim ?
(Sabiha Gökçen demek istiyor ) "

Bu bana "sabileyi söyle" geyiğini hatırlattı bilenler bilir:) aslında fazla alakası yok ama...:P

*****
"-Diyarbakır'a yer var mı acaba ?
-Malesef yok efendim ? 
-O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız ? "

Yorum yok:P

*****

"-Iyi günler iç hatlar..
-Bant kaydı mısınız, yoksa gerçek mi ?
-Gerçeğim hanımefendi
-Iyi o zaman iyi günler. "

Ne yalan söyleyiyim bunu arada ben de sormak istiyorum ama kendime yediremiyorum :D

*****

"Trabzon'dan bir yolcu arar ve sorar:
-iyi akşamlar hanımefendi trabzon-istanbul arası ne kadar sürüyor acaba?
-(hatun adamı beklemeye almak icin) bir saniye efendim
-hmm kisaymiş ama tamam teşekkürler (telefonu kapatır)"

Yuh artık yaa adam 2159 da yaşıyor sanırım:P. Gerçi sanmıyorum o kadar kaldığını ışınlanmaya:P

*****

"-Ne kadar kalıcaksınız Almanya da?
-Neden soruyorsunuz??
-ona göre bilet keseceğim onun için
-e olsun ben uçakta kalmayacağım ki halamgillerde kalicam "

Uçakta da yatırırdık seni be kardeş halangilleri rahatsız etmeseydin:p

*****
"Çocuğumla ben uçacağım oğluma çocuk fiyatı bilet istiyorum ne kadardı.
-Çocuğunuz kac yasinda? 0-2 yas farkli fiyat, 2-6yas farkli 12 yaşına farkli.
-32 yaşında.. "

Birden ananemi görür gibi oldum. O da çocuklarını (annem dahil) hala bebek gibi görür de; o yapamaz,o edemez.... :):)

*****
"-Çocuğun adını alabilir miyim?
- Mustafa İbrahim Suheyl İsabeyoglu... Hayvan babası böyle bir isim vermiş.. sanki arap seyhi ufacık çocuk... dayısıyım çok üzülüyorum da çocuğa.. afedersin yani hanımefendi.. "

:)))))

*****

"-Bizans Class'a rezervasyon istiyorum?
- ??? "

Sanırım kardeş " bussiness class" ı kulaktan dolma telaffuz edince böyle birşey ortaya çıkmış. Gerçekten öyle olduğunnu düşündüğünü düşünmek istemiyorum :P.

*****

"Trabzon ucağında yolcu karşılayan host, koltuğunu bulamayan yolcuya sorar;
- hangi numarada oturuyorsunuz beyfendi?
- sanayi mahallesi 14 numarada"

Uçağı direk evin önüne indireceklerini düşündü herhalde :D

*****

işte böyle güle misin ağlar mısın dedirten yurdum insanı fotokopisi :P

Geçmiş olsun :)

insan halleri üzerine...

Hadi insan halleri ve ikili ilişkiler üzerine zırvalayalım biraz :)


Hepimizin farklı kriterleri vardır muhakkak, benim yok diyenin bile karşı cinste aradığı bir-iki şey vardır. Farkında olmayabilir tabi, adını koyamaz durumun ama hoşlandığı erkeklere bakarsanız muhakkak bir-iki ortak noktasını bulabilirsiniz. (bütün genellemeler gibi bu da yanlıştır, tamamen sübjektif yaklaşmaktadır yazar kişisi. zaten fark ettiyseniz "hoşlandığı erkekler" diyor, tamamen bir kadın gözüyle bakıyor duruma :) )

Siz neleri önemsersiniz diye sormayacağım korkmayın, isterseniz yazın tabi :) yorum yapmak serbest ;)

Kendimle ilgili dikkatimi çeken şöyle bir şey var, 5 yıl önce "asla" dediğim şeylere karşı zamanla düşüncelerim değişmiş, muhtemelen size de oluyordur aynısı. Orta okul yıllarımda sarışın erkeklerin tamamı itici gelirdi mesela bana, sonra Brad Pitt'le tanıştım ve hayatım değişti :))

Diyeceğim odur ki yaşla birlikte insanın düşünceleri her konuda olduğu gibi bu konuda da değişiyor.

14-15 yaşlarındayken en yakın arkadaşıma şöyle dediğimi hatırlıyorum:

"Ne dediğini bilsin, abuk sabuk konuşmasın, zevklerimiz birbirine benzesin, aynı olması şart değil ama arada uçurum da olmasın, yaaa bir de kitap okusun"

22 yaşındayım hâlâ aşağı yukarı aynı cümleleri kuruyorum bakın. Değişmeyen düşünceler de mevcut demek ki :) Hayatım boyunca hep anlattığım gibi insanlar bulmadım tabi, merak eden varsa onu da söyleyeyim :) 

Yukarıda gördüğünüz karikatürün mesajını anlatmama gerek yok, bir de buna benzer bir karikatür daha var, hiçbir şeyden anlamayan bir erkek kişisi var, ablamız çok üzülüyor arkasından, üzülme sebebi adamın çok yakışıklı olması!

Karakter bozuklukları olan bir kadına çok güzel diye, hiçbir şeyden anlamayan taban tabana zıt olduğunuz bir adama da yakışıklı diye tahammül etmek mümkün müdür sahi?

Sana benzemeyen birine aşık olmanı anlarım ama çok güzel ya da çok yakışıklı diye bir insanla nasıl birlikte olunabilir?

Altı üstü karikatür, abartma diyor olabilirsiniz, konunun asıl çıkış noktası başka. Bu konudaki gözlemlerim de bana böyle bir durumun var olduğunu gösteriyor.

-x'e aşık mısın?
-Hayır.
-eee?
-çok yakışıklı, bütün kızlar bayılıyor.
-Nasıl biri peki karakter olarak, ya da nelerden hoşlanır mesela?
-ıııı şeyyyy kem küm.

Sebebini çözmeye çalışıyorum ama herhangi bir sonuca varamıyorum. Galiba insanları olduğu gibi kabul etmek gerek...

Fikir müsvetteleri

Şimdii siz sanıyor musunuz ki pat diye düşündük pat diye bulduk blogumuza bu ismi?

Buraya gelene kadar milyontane isim beyin boşluğumuzdan uçtu,geçti. Aslında daha isime karar vermeden önce, yaptığımız bütün konuşmaları burada sizlerle paylaşacaktık. Dikkatlice okuyunca yazıların paylaşılacak kadar "namuslu" olmadığına ve sadece isimleri listelemenin yeterli olacağına karar verdim :P.

Bakın bakalım akılımızdan neler uçup geçmiş;

  • 3blogşörler
  • kızarmış ekmek kokusu
  • karbonhidratlar ve proteinler
  • şükür ed-dil-se :D
  • hünkar beğendi ya biz?
  • mıknatıslı sabun tutan uzun tırnaklı sabunluk
  • mavi gökte kırmızı balon
  • bitip ısırılan 3'lü pil
  • ey adana edipde pide ye
  • 30 günlük kelebek
  • spatulayla hayatı kazıyanlar
  • kalabalık fanus
  • gel beri yar gel beri blogumu oku git geri:D
  • fidel çok kastırıyo
  • kırmızı kardan adam yapanlar
  • kırmızı kardan adamın 3 kömür düğmesi
  • kımızı değirmenin son üç çarkı
  • bloguna isim koymayanlar
  • ters bir böceğin çırpınışları
  • zıplayan ninjalara sineklikle vurmaya çalışanlar
  • iki el arasında hayata veda edip lavobada süzünlerler (sinekler:P)
  • böğürtlenli pastayı tam yemeye başlayacakken üzerine düşüp orda ölen sinekler
  • rakip blogdan harf çalanlar
  • kavga anında kahveden toplanacak adamlar
  • sadece 3
  • kibritçi kızın çıplak ayakları
  • körüklü otobüsün körüğünde sıkışmaktan korkanlar
  • körüklü otobüsün arka tarafındayken ya bu körük koparsa diye aklından geçirenleren
  • ben sende düdüklü kaldım
ve daha niceleri..:D bir kısmını yazamadım kusura bakmayın zaten okumak isteyeceğinizi de sanmıyorum :P

Bu fikir müsfettelerine bakmayın, biraz işin espirisine kaçmışız yoksa ben de bu kadar iğrenç olabileceğimizi asla düşünemiyorum. :P.

Şimdi onca isim düşündünüz neden "kırmızı ağaçta mavi elma" 'ya karar verdiniz diyebilirsiniz. İleride açıklayabilmeyi umuyorum :).

İştahınızı kapattığımı düşünerek özür diliyor ve bu postu burada noktalıyorum.
:D...

Mavi elmaları olan kırmızı bir ağaç bu!

Merhabalar herkese;


Üçümüz de bir süredir kendi bloglarımızda sessiz sakin yazmaya devam etmekteydik biliyorsunuz ki. (sessiz?! sakin?!) Uzun zaman önce "e hadi topluca bir şeyler yapalım" fikri atıldı ortaya.

Düşündük, taşındık, listeler yaptık, rüyalarımıza bile girdi, yüzlerce isim düşündük... Bu işi yaparken gülmekten karnımıza ağrılar girdi :) Çok düşündük derken sıkıcı, stresli bir düşünme dönemi hâyâl etmeyin yani :))

Sonrasında ismi bulduk, acilen adres alındı, hesaplar açıldı veeeee karşınızdayız :)

Yeni olan her şey heyecanlandırır beni, yepyeni başlangıçlar her zaman için güzeldir! Güzel bir bayram arifesinde başlıyoruz yazmaya, belki çok çoook güzel şeyler getirir bize bu blog. Kim bilebilir ki :)

Kırmızı bir ağacımız var, elmaları mavi. O nasıl mı oluyor!?
Göreceğiz hep birlikte :)))

Hadi bize hayırlı olsun, size de şimdiden keyifli okumalar ;)

kırmızı ağaç mı?- mavi elma mı?

Neler oluyor burada?

Bu ağaç nerde yetişiyor da rengi kırmızı?
Sadece yaprakları mı kırmızı? Anladım şimdi, klasik sonbahar ağacı bu ağaç...yok değil mi?
Dalları da kırmızı diyorsunuz yani...

Peki o zaman elma neden mavi. Bulutlara mı özenmiş?
Sihirli birşeyler mi var nedir ?
...yok daha neler, sihir mi?

komik...!

biraz bekleyelim bakalım...vardır bir hikmeti...


herkese merhaba:)

Herkese yeni blogumuzdan merhaba:).

Bu blog üç kafa blogger arkadaşın oluşturduğu ortak bir blogdur. Uzun zamandır aklımızda bulunan fakat bir türlü isim koyup faaliyete geçiremediğimiz blogumuzu sonunda aktifleştirmiş bulunmaktayız.

Bu blogu sLn,RedPharos ve e.d kişileri olarak oluşturduk fakat bu demek değil ki kendi kişisel bloglarımızı bir kenara bırakıyoruz. Yeri gelir orda yazarız, yeri gelir burada:). İki tarafı da takip edin derim ben.

Eğleneceğinizi umarak sizi burada bırakıyorum (henüz blogumuz boş olsa da bakın durun işte:P) Görüşmek üzere:)

sLn ve e.d söz side.... :P