kasvet elmaları...

9 Kasım 2008 Pazar

Sanırım klavyenin tuşlarına her vuruşumda önümde oluşan paragrafların bana anlattığı şeyi aynen; kalemim de anlatıyor, çizdiğim resim , yaptığım örgü motifleri , içtiğim çay bardağının duruşu , yediğim yemeğin kokusu, aklıma gelen sayılar, yüzler ,filmler , kitaplar da...ve aynaya baktığımda yüzüm bile. Sıkıcı olmaya başlıyor herşey çok konuşuldukça biliyorum ama, kendimi aynı şeyi konuşmaktan alıkoymak şu aşamada pek olası bir durum değil.Bu birden geminin kaptanının dümeni zorla bırakmasını sağlayıp onu pilot olmaya zorlamak gibi bir durum olur sanırım. Adalar yok artık, kara parçaları bulutların arkasına saklanacak, bir yeri göreceksin bir göğü. Dayanabilecek misin fırtınada uçağı sağlam tutmaya yüklendiğin yolcularla.

Havadan mıdır, sudan mıdır, insanların kasvetli yanlarının her kelimlerine yansımasından mıdır, hayatı algılayış biçiminin gitgide olgunlaşmasından mıdır...Bu işte bir ağırlık vardır şu günlerde. Yazmadıkça geçer sandım yazınca geçer mi bilmem(?)

Yorduysam özür dilerim...

Biri artık papatya dolu bir sepetle gelebilir mi aramıza? Mevsimi bahane edin diye söylüyorum.

2 yorum:

Selin dedi ki...

resim pek bir güzel...

e.d dedi ki...

bence de...derin derin: )